Toplumumuzda Kadınlar kuaförlerde sarışın imaja mahkum edilirken, Erkekler dev kristal ekranların ve yürüyen diskoların heveslerine tutsak edilmişken, banka ve holdinglerin köleleri bizler; Bir uyanış bir bilinç kazanmak durumundayız. Bu gün sokaktan bir insana Ateizm nedir? Diye sorduğunuzda janjanlı felsefik laflar yerine alacağınız cevap hiç bir şeydir. Aynı şekilde Şükür nedir dediğinizde alacağınız cevap hiç bir şeydir. Bu bir hiçbir şeyler toplumumuzun yok oluşunun temel göstergesi.
Sunulanı tüketen nesiller, Modernizmin ve Türkiye Cumhuriyetinin kurulumunu, Atatürk bilincini, bunun dini ve bilimsel getirilerini artık bilemeyecek haldedir. Ülkenin bir asır önce yaşadıklarını ve bu toplumun bir asır önce ortaya koyduğu değerleri, şeytan olarak sunan ışıkçılar, gizil gündemde deccadence sunup işletmektedir.
Bu durum her tartışmanın boş, her bilinçlenmenin dolu olduğunu bize göstermektedir. Bizlere düşen gerçek aydınlığı ortaya koymak ve bunu halk nazarında yapabilmektir. Bu kabiliyetle, % 100 katılmadığımız ancak %100 değer verdiğimiz her fikir, bizleri bir adım daha ileri götürür.
Bu bağlamda teistlere;
Ey oğul ben sana öyle öğütler veriyorum ki, bu güne kadar seni insan yapan tüm kırçıllığından ve rengarenkliğinden kurtul. Dümdüz biri ol. Tek bir renk ol. Bu benim sana dayattığım eski-yeni bir yüzyıldır. Sana öğütleyeceğim her şeye itaat et, evleneceğin kadından, hükümdarına (patronuna) kadar…İşte bu her şeyin başladığı bozunmadır.
Genel olarak ahiret kavramına verdiğimiz temel savunma imam gazalininin ya varsa teorisidir. Bu çürük teori için ateş öyle çetindir ki, Ey oğul o gün seni Allaha kurtuluşum için teklif edebilirim… Bu teori; Büyük bir çıkarın, hem kendimiz için hem de başkaları için komisyonudur.
Gelenekçiliğin ve İslam feodalizminin temeli gazali için sanırım en çok gururunu kıran Aristo olsa gerek. Önemli olarak ta bu çıkar teorisinin inkarcılığa karşı oluşmadığını; esasen imanlının imanını, siyasal hegomonya düzeyinde olmayana teslim edilmek için ortaya konduğunu görmekteyiz.
İman, her şeyden önce bir düşünce bir akıl. Varlığı olduğu gibi algılamak. Her şeyin bir matemetiksel süreçten olduğunu kavradığımızda; Kızıl deniz ikiye yarılsa bile bunun ancak bir nedensellikle olabileceğini idrak edebilmektir. Bu sebeple islamda Tanrı “Allah birdir ve ondan başka ilah yoktur” kavramında ateisttir. Bu sebeple İnkarcılık kavramı; Her türlü inanışın yani nedensizce ve bilinmezcilikle ortaya konulana kutsal, ilahi konumlandırmanın özetidir. Yani islam, dine karşı bir dindir.
Ancak, islamın bu yönü; hegomanist düşünürlerle – ekosiyasal güç ittifakı sebebiyle; devrilmiş, yerini ittifak-mezheplerine bırakmıştır. Bunun yanı sıra dine karşı din feodalleştikçe düşünceler yerini şiddet – cihad örümcüğiyle sarmalanmışlardır. Bu düşünceyle kendisinden başaksıyla var olamayan ters evrim sürecine girmiş medeniyetler, yararlanılamayan insan toplulukları halini almışlardır.
Burada her teistin bir seçim yapmak zorunluluğu vardır. Ya eşitlik ya emperyalizm. Ya akıl ya nakil.